
Spinoza Örümcek Dövüştürmekten Neden Keyif Alıyordu?
Daha önceki notumda Colerus’un Spinoza biyografisine referansla, filozofun örümcek dövüşü izlemeye bayıldığı geçiyordu. Tuhaf bir zevk! Hilmi Yavuz Okuma Notları’nda, Gilles Deleuze’ün de Spinoza, Pratik Felsefe kitabında bu anektoddan bahsettiğini ve bunun esbab-ı mucibesini açıkladığını belirtmiş. Kontrol ettim, gerçekten de Deleuze şöyle diyor:
“Bir yerlerden örümcekler bulur, onları bir yolunu bulup dövüştürür: ya da bir sinek yakalayıp örümcek ağına atardı. Ve örümcek dövüşünden öylesine keyif duyardı ki, bazen kahkahalarla gülerdi.”
Bu satırlardan sonra Deleuze bir dipnot açarak şu yorumu yapıyor:
“Bu öykünün sahih olması gerekir; çünkü, Spinoza düşüncesine gönderme yapan birkaç yönü var. Örümcek dövüşü ya da örümcek-sinek savaşımı, Spinoza’yı birçok nedenle büyülemiş olmalı: 1) Zorunlu ölümün dışsallığı (exteriorité) açısından; 2) Doğadaki ilişkilerin düzenlenmesi açısından (ağ örümceğin dünya ile nasıl bir ilişki kurduğunu ifade eder; mesela sinekle kurduğu ilişkiye uygun düşen biçimi); 3) Yetkinliğin (perfection) göreceliği açısından (insanlar arasında yetkin olmazlık durumuna tekabül eden savaşın, farklı bir öz’e, örneğin böceklerin öz’üne ilişkin olduğunda nasıl, tersine yetkinliği imliyor olması açısından).”
Hilmi Yavuz alıntısını burada bitiriyor (2. maddeyi eksik çevirmiş, ben tamamlamaya çalıştım). Evet, bir şeyler anlaşılıyor ama tam değil. Deleuze’ün kitabına bakıp bu satırları hangi bağlamda yazdığını gördüğümde Yavuz’un alıntısı biraz daha berrak hale geldi –tabii doğru anladıysam.
Deleuze'e göre, Spinoza’nın yaşamında ve düşüncesinde pozitif, olumlayıcı bir hayat tasarımı vardır. Fakat insanlar bunun tam tersine hayata nefret ve utançla bakar, özyıkıma eğilimlidirler, ölümü kutsar, papazın, yargıcın ve askerin yasakları, kuralları ve emirleriyle hayatı boğucu hale getirmesine göz yumarlar, özgürlükleri uğruna mücadele ettiklerini sanırken kendi köleliklerinin yollarını açarlar. Spinoza bu duruma "evrenin ve insanlığın yadsınması" der.
Bu bağlamda, ölüm insanlarda içsel bir olgu iken hayvanlarda dışsal bir olgudur. Ağa kısılmış sinek ile onu yok etmeye gelen örümcek yalnızca kendi yetkinliklerinin göreceliği açısından birbirleri ile ilişkiye girmektedirler. Hayvanlar yalnızca kendi doğalarına uygun hareket etmektedirler. İnsan ise tam tersine -yukarıda bahsedildiği gibi- kendi öz’üne ve yetkinliğine uygun olmayan bir tarzda yaşamakta ısrar etmektedir.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home